Şehir Detay
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Tunceli İli, kuzeyde ve batıda Munzur Dağları ile Karasu Irmağı, doğuda Bingöl Dağları ve Peri Suyu, güneyde Keban Baraj Gölü ile çevrilidir. Belirgin doğal sınırlarla kuşatılmış olan il toprakları, doğuda Bingöl ve Elazığ, güneyde Elazığ, batı ve kuzeyde Erzincan illeriyle komşudur. 2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam 93548 kişilik nüfusa sahip olan Tunceli ili, aynı zamanda Türkiye’nin en az nüfusa sahip ilidir. İlde 12 kişi/Km2 olan nüfus yoğunluğu, Türkiye ortalamasına göre (73 kişi/Km2) çok düşüktür. Dağınık bir yerleşim düzenine sahip Tunceli’de, İl nüfusunun % 42’si köylerde, % 58’i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır.
Tunceli, 7774 Km2 yüzölçümü ile Türkiye topraklarının % 1’ini kaplamaktadır.
Güneyden kuzeye ve batıdan doğuya doğru yükselen il topraklarının %70’ini dağlar, % 25’ini platolar, % 5’ini ise ovalar ve düzlükler oluşturmaktadır.
Yapmadan Dönmeyin
.....dönmeyin.
Mahsume (Besime) Hatun Türbesi
Halk arasında Besime olarak bilinen Mahsume adında bir kadına ait olduğu sanılan türbenin yapım tarihini veren herhangi bir kitabe olmadığı gibi, kaynaklarda yapıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Çevrede bulunan diğer türbelerle plan ve malzeme yönünden benzerlik gösteren yapının XV. Yüzyıl sonu ile XVI. Yüzyıl başlarında yapılmış olduğunu söylemek mümkün olmakla birlikte kesin bir tarih verilememektedir. Bugün harap durumda bulunan bu yapının izlerinden sekizgen bir plana sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Çelebi Ağa Camii
Pertek ilçesinin güneyinde, Murat Irmağının kıyısında yer alan cami giriş kapısının üzerinde yer alan kitabeye göre Koca Hacılı Ali oğlu Çelebi Bey tarafından 1569’da yaptırılmıştır. Kesme ve moloz taştan yapılan cami, üç kubbeli son cemaat yeri ve tek kubbeli ana mekandan oluşmaktadır. Ana mekanın batısında yer alan beşik tonozlu mekanın duvarında eyvanlı çeşme ve minare vardır. Çeşme, minare ve son cemaat yeri duvarları , iki renkli kesme taştan yapılmıştır.
Çelebi Ağa Camii, bu bölgenin Keban Baraj Gölü suları altında kalmasıyla, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü tarafından taşları numaralandırılmak suretiyle Pertek ilçesinin Soğukpınar Mahallesine bugün bulunduğu yere taşınmış ve burada yeniden monte edilerek kullanıma açılmıştır.
Sağman Camii
Pertek ilçe merkezinin kuzeyinde, Pertek’e 20 km. uzaklıkta bulunan Sağman Köyündeki camiyi,1555’te Keyhüsrev Bey’in oğlu Salih Bey’in yaptırdığı sanılmaktadır. Renkli taşlardan yapılmış taç kapıdan dörtgen planlı ve kubbeli ana mekana girilir. Sekizgen kasnağa oturan kubbenin üstü taştandır. Minareye cami dışından çıkılmaktadır. Yanındaki altıgen planlı türbe, renkli taşlardan kuşaklarla bezelidir. Yakın zamanda restore edilen Sağman Camii giriş cephesindeki mermer ve somaki taştan yapılmış sütunlar bugün yerinde mevcut değildir. Giriş kapısındaki oyma işçiliği, çok özenli ve dikkat çekicidir. Camiye bitişik tek parça mermerden yapılmış ve üzerinde otuzdan fazla çeşme olan bir sebil bulunmaktadır.
Ferruh-Şad Bey Türbesi
Ulukale Köyü yakınında tarlalar arasındadır. Kesme, moloz taş ve tuğladan yapılan türbe, kubbe kaplaması dışında oldukça sağlamdır. Kapısındaki yazıttan 1551’de yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yapı altta mumyalık, üstte mescit bölümüyle Selçuklu türbe geleneğini taşımaktadır. Sivri kemer içindeki girişin karşısında mihrap yer alır. Çevresinde bazı tarihi eser kalıntıları ve mezar taşları bulunmaktadır.
Sungurbey Camii
Pertek ilçesinin güneyinde,Murat Irmağının kıyısında Türkmen Beylerinden Pir Hüseyin oğlu, Rüstem Oğlu Sungurbey tarafından 1577 yılında yaptırılmıştır. Üç kubbeli son cemaat yeri ve tek kubbeli ana mekandan oluşmaktadır. Son cemaat yeri ile minare, iki renkli taştandır. Taç kapı ve mihrabın taş işçiliği çok özenlidir. Pencereler, sütunlara oturmuş sivri kemerlerle çevrelenmiştir. Cami, çok kuvvetli süsleme tekniği ile Türk mimari tarzı tezyini sanatının ender yapılarından biridir.
Sungurbey Camii, bu bölgenin Keban Baraj Gölü suları altında kalmasıyla, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü tarafından taşları numaralandırılmak suretiyle Pertek ilçe merkezine taşınmış ve bugün bulunduğu yerde yeniden monte edilerek ibadete açılmıştır.
Elti Hatun Türbesi
Mazgirt ilçe merkezinde yer alan sekizgen biçimli türbe, 13. yüzyıl eseri bir kümbettir. Elti Hatun adına yapılan türbenin içinde ikisi büyük, biri küçük olmak üzere üç tane mezar bulunmaktadır.
Elti Hatun Camii
Mazgirt ilçe merkezinde bulunan caminin yazıtından 1252 yılında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Elti Hatun adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Güneydeki altıgen mihrap çıkıntısı ile son cemaat yerinin kuzeyindeki çeşme, yapıya devinim kazandırır. Derin bir niş biçimindeki çeşme çıkıntısı, beş sıralı mukarnaslarla bezelidir. Mahfil kapısı ise mukarnaslar dışında yalındır. Ana mekandan daha yüksek olan son cemaat yerinin en önemli bölümü, doğudaki iç içe iki niş biçimindeki taç kapısıdır. Tonoz örtülü son cemaat yerinden taç kapıyla yine tonoz örtülü üç bölümlü ana mekana girilir. Yapıdaki pencereler oldukça düzensizdir.
Çoban Baba Türbesi
Türbenin yapım tarihini veren herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. XV. Yüzyıla ait olduğu sanılan bu türbenin, halk arasında anlatılan bir efsaneye göre, Moğollar tarafından Anadolu işgal edilince Hacı Bektaş-ı Veli tarafından buraya gönderilmiş, halkı irşad ederek buradan göç etmelerini engellemiş bir zat olan Çoban Baba’ya ait olduğu sanılmaktadır.
Uzun Hasan Türbesi
İlçenin girişinde, Tekya Mevkiinde, blok bir kaya üzerine inşa edilmiş, sekizgen planlı bir yapıdır. İki katlı kesme taştan yapılan türbe içten ve dıştan piramit çatı ile örtülmüştür. Halk arasında Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a ait olduğu sanılmakla beraber türbenin kitabesinde yazılan bilgilere göre aslında türbenin 1572 yılında Behlülbey oğlu Şah Bey ve iki oğlu için yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Türbe iki katlı olup alt katta cenazelik vardır. Selçuklu mimari tarzını yansıtan seçkin bir yapıdır.
Ulukale Camii
Çemişgezek Ulukale Köyünde bulunan cami evler arasına sıkışmış moloz taştan bir yapıdır. 1793’te yapılan camiye sonradan eklenmiş son cemaat yerinden girilmektedir. Giriş kapısı orta eksen üzerinden olmayıp yana kaydırılmıştır. Ana mekan ayaklarla, enine dört nef’e bölünmüştür. Düz dam örtülü yapının içi de, dışı da yalındır.
Süleymaniye Camii
İlçedeki tarihi eserler arasında en büyük yapı olan caminin mimari özellikleri Selçuklu tarzını yansıtmaktadır. Yörede XIV-XV. Yüzyıldan itibaren Türkmen Beylerinin etkinliğinin arttığı, özellikle Çaldıran Savaşından (1514) sonra Yavuz Sultan Selim tarafından, Pir Hüseyin Bey’e verilen Çemişgezek’te yapılaşmanın çoğaldığı bir dönemde ve muhtemelen XV-XVI yüzyıllarda bu caminin inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Caminin kapısı aslını koruyarak günümüze kadar kalmıştır. Caminin tek şerefeli ve oldukça geniş çaplı olan minaresi tek parça tuğladan inşa edilmiş olup, oldukça dikkat çekmektedir.
Yelmaniye Camii
Çemişgezek ilçe merkezinde bulunan caminin Timur döneminde Tacüddin Yelman adında bir Türkmen Beyi tarafından 14. yüzyıl başında yaptırıldığı sanılmaktadır. Devamlı onarım ve değişiklik yapıldığı anlaşılan yapının çevresinde bazı ek yapıların izleri bulunmaktadır. Güney kısmında uzanan temel kalıntıları caminin bir yapılar topluluğu içinde kaldığını göstermektedir. Eğimli bir alanda kesme taştan yapılan caminin batı cephesindeki eyvan biçimindeki taç kapısı, özgünlüğünü koruyabilmiş tek bölümdür. Özenli taş işçiliği ve boyutlarıyla anıtsal bir görünümü olan giriş, geometrik bezemeli kuşaklarla çevrilidir. Giriş kapısının iki yanındaki sekizgen, geometrik bezekli sütunlar, kapının açılmasıyla, kendi ekseni etrafında dönmektedirler. Cami tek kubbeli olup minaresi yoktur. Mihrabın etrafı yeşil çinilerle süslüdür. Çini ile taşın bir arada kullanıldığı göz alıcı mihrabın yanındaki minber yalındır. Yelmaniye Camisi, Selçuklu ve Osmanlı mimari tarzları arasında bir geçiş yapısı niteliğindedir.
Mazgirt Kalesi
Mazgirt ilçe merkezinin kuzeyinde, ilçeye hakim bir tepe üzerinde kurulmuştur. Büyük ölçüde yıkılmış olan kale surlarının büyük bir kısmı hala ayaktadır. Kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kaleye bir mağara yoluyla gidilmekte olup mağaranın önünde kırk basamaklı bir merdiven vardır. Kalenin en yüksek yerinde bir köşk ve yel değirmeni olduğu sanılan kalıntılar bulunmaktadır.
Çemişgezek Kalesi
Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tahar Çayı kenarında bir tepe üzerinde yapılan kalenin bir duvarından küçük bir kısım günümüze kadar kalmıştır. Kesme ve moloz taştan yapılan kalenin ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir.
Kale Köyü Kalesi
Mazgirt ilçe merkezinin doğusunda, ilçeye 20 Km. uzaklıkta olan Kale Köyünde bir tepe üzerine kurulmuştur. Kaleye büyük bir bölümü aşınmış merdivenlerle çıkılmaktadır. Kalenin giriş kapısının yanında bulunan çivi yazılarının büyük kısmı halen durmaktadır. Kalenin giriş kapısı ve iç bölümleri kayalar oyularak inşa edilmiştir. Kalenin içinde büyük bir sarnıç vardır. Kalenin üzerinde bulunduğu kayanın tabanına doğru, büyük bölümü taş ve toprakla dolmuş 30-40 metre uzunluğunda bir dehliz mevcuttur.
Bağın Kalesi
Mazgirt ilçe merkezinin doğusunda il sınırının bitişiğinde yer alan Dedebağ Köyünde bulunan Bağın Kalesi, Peri Suyunun kenarında bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Giriş kapısı Peri Suyuna bakan yamaçta olan kalenin surları büyük ölçüde yıkılmıştır.
Pertek Kalesi
Pertek ilçesinin güneyinde, Murat Irmağının kıyısındaki bir tepenin üzerinde inşa edilen Pertek Kalesi, bu bölgenin Keban Baraj Gölü suları altında kalması nedeniyle bugün bir ada görünümünde kalmıştır. Osmanlılar zamanında onarım gören kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İç içi iki surdan oluşan kalede, surlar arasında yapı kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin güney cephesindeki yontma taşların arasına kondurulmuş kırmızı sert tuğlalar ve serpiştirilmiş mavi çiniler vardır.
Derun-i Hisar (Sağman) Kalesi
Pertek’e bağlı Sağman Köyündeki askeri kale, yöreye hakim bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Evliya Çelebi’nin tariflerine göre, Diyarbakır’daki Artukoğulları sülalesinden bir Türk Beyi tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Tepenin batı ve güney yamacında kale surları sağlam bir şekilde günümüze kadar kalmıştır.
Zenginpınar (Zağge) Şelalesi ve Mesiresi
Tunceli-Pülümür karayolu kenarında, Tunceli kentine yaklaşık 40 Km. uzaklıkta yer alan Zenginpınar Şelalesi, vadi yamaçlarından oldukça dik bir eğimde çok kuvvetli akarak yolun altından Pülümür Çayına ulaşmaktadır. Zenginpınar Şelalesi, gerek bitki örtüsünün zenginliği gerekse vadinin çarpıcı derinliği ile çok etkileyici doğal verilere sahiptir. Pülümür Çayı ve vadinin karşı yamaçlarındaki sık orman örtüsü, doğal çevre ve manzara zenginliklerini artıran unsurlardır. Ulaşımın kolay olması nedeniyle piknik amaçlı olarak çok yoğun kullanılan yerlerin başında gelmektedir.
Şelale alanında taş-beton setler ve merdivenler oluşturularak oturma mekanları düzenlenmiştir. Pülümür Vadisi ve bitki örtüsünün bir arada oluşturduğu doğal çevre özellikleri bakımından çok çekici bir yer olan Zenginpınar Şelalesi ve Mesire Yeri piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik turizme yönelik olarak önemli potansiyele sahiptir.
Kutudere Mesire Yeri
Tunceli-Pülümür karayolu üzerinde, il merkezine yaklaşık 30 Km. uzaklıkta ve Pülümür Çayı kenarında yer alan Kutudere Mesire Yerinin içinden aynı zamanda küçük bir dere geçmektedir. Su gözelerinin de bulunduğu Kutudere, ulaşım kolaylığı, kaliteli içme suyu ve doğal güzellikleri ile yaz aylarında yöre halkı tarafından en yoğun kullanılan piknik alanlarından biridir.
Ağaç varlığı ve çeşitliliği açısından zengin bir bitki örtüsü olan Kutudere Mesire yerinde bulunan işletmelerde yaz aylarında yeme-içme hizmeti sunulabilmektedir. Burada bulunan derenin taş yığılmak suretiyle önünün kesilmesiyle oluşan gölcükte insanlar yüzme imkanı da bulmaktadırlar.
Dereova Şelalesi
Gelin Pınarı olarak ta bilinen şelale, il merkezine 46 Km., Nazimiye ilçe merkezine 11 Km. uzaklıkta, Dereova Köyündedir. 20 metre yükseklikten 3 kaynaktan yaygın bir şekilde dökülen sular, Pülümür Çayının kollarından biri olan ve çok derin bir vadide akan dereye karışmaktadır. Şelale hem çevresine serinlik katmakta, hem de yaz ve kış aylarında çok etkileyici ve farklı bir manzara sunmaktadır. Kışın şelale sularının donmasıyla oluşan sarkıt ve dikitler, eşsiz bir manzara meydana getirmektedir. Şelalenin çevresi çok dik eğimli olup bodur meşe ormanları ile kaplıdır.
Dereova Köyüne giden yol, yer yer virajlıdır. Dereova Şelalesine birkaç km. kala 2-3 metreye kadar daralan keskin virajlı ham bir yol kullanılmakta ve ulaşım çok sıkıntılı olmaktadır. Şelale ve çevresi doğal nitelikleriyle piknik, doğa yürüyüşü gibi günübirlik etkinlikler için önemli bir potansiyel taşımakla birlikte, yakın çevresinde turizme ve rekreasyona yönelik başka kaynakların olmaması, ulaşımın zor olması, arazinin çok eğimli olmasından dolayı bir takım tesisler ve otopark düzenlemeleri için uygun alanların olmaması, Dereova Şelalesinin turizm amaçlı olarak kullanımını kısıtlamaktadır.
Hamam-ı Atik (Eski Hamam)
lçe merkezindeki çarşı içinde yer alan yapının girişindeki Türkçe ve Arapça iki yazıttan hamamın, 15. yüzyılda yapıldığı, 18. yüzyılda da onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Çemişgezek’te uzun süre egemen olmuş Akkoyunlular döneminden kaldığı kesinlikle bilinen tek yapıdır. Kesme ve moloz taşla tuğla karışımı hamamda, orta kubbeli bölüm ile yanlarda buraya açılan beşik tonozlu mekanlardan oluşmaktadır. Köşelerde ise giriş ve ılıklığa geçişi sağlayan küçük kubbeli bölümler yer alır. Ortada beşik tonoz, yanlarda kubbeli bölümlerin oluşturduğu ılıklıktan, soyunmalıkla aynı plandaki sıcaklığa geçilir. Sıcaklığın beşik tonozlu mekanına açılan külhan, yapı boyunca uzanmaktadır
Yeni Hamam
Güney cephede bulunan giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre 1701-1702 yılları arasında Hacı Bayramoğlu Hüseyin adında bir kişi tarafından inşa ettirildiği belirtilen bu yapı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plan üzerine inşa edilmiş olup, soğukluk, sıcaklık, ılıklık ve külhan bölümlerinden oluşmaktadır. Yapı düzgün kesme taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir.
Hamidiye Medresesi
Çemişgezek ilçe merkezinde bulunan Hamidiye Medresesinin kitabesindeki ifadeden Sultan II.Abdulhamit zamanında 1861-1862 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Cumhuriyet döneminde bir süre Adliye binası olarak kullanılmıştır. Mülkiyeti bir şahsa ait olup, halen konut olarak kullanılmaktadır.
Tahar (Yusuf Ziya Paşa) Köprüsü
İlçeye 3 km. uzaklıkta, Tahar Çayı üzerindeki taş köprü tek sivri kemerden oluşmaktadır. Köprünün yazıtından 1807 yılında Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Köprünün 1856 tarihinde Diyarbakır Valisi Akif Paşa tarafından onarılmış olduğu kaynaklarda geçmektedir. 55 metre uzunluğa, 9 metre yüksekliğe ve 4.3 metre genişliğe sahip köprünün her iki tarafında 70 cm. yüksekliğinde korkuluklar yer alır. Köprünün dört işaret taşından birine kavak ağacı motifi işlenmiştir.
Aşağı Köprü
Geçmişte ilçe merkezi ile güney ova köyleri arasında ulaşımı sağlayan tarihi köprü, 1203 yılında inşa edilmiştir. Bugün ulaşım amaçlı olarak kullanılmamaktadır.
Sivdin Köprüsü
Karar Deresi üstündeki taş köprü, suyun iki yakasındaki kayalara oturmuş tek bir kemerden oluşmaktadır. Korkuluk duvarları moloz taştandır. Yapı 12. ya da 13. yüzyıla tarihlenmektedir.
İn Delikleri (Derviş Hücreleri)
Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tahar Çayı Vadisinin yukarıya doğru uzanan sarp kalker kayalarına konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunmaktadır. İn deliklerinin kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. İn Delikleri, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşmaktadır. Ayrıca su gereksinimini karşılamak üzere, kayaların arasından sızan suların toplandığı sarnıçlar, yukarıdaki odalara ulaşmak için kayalardan yapılan merdivenler ve galeriler bulunmaktadır.
Kiliseler
Mazgirt’te bulunan Ermeni Kilisesi kesme ve moloz taş karışımı bir yapı olup, dört yapraklı yonca planındadır. Beşik tonozlu girişten, kubbeli ana mekana girilir. Doğudaki apsis yarım kubbeyle örtülüdür. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen kilisede, 18. yüzyıla ait olduğu sanılan freskler bulunmaktadır. Tescilli olan kilisenin tavanı çökmüş olmakla birlikte duvarları halen sağlamdır.
Hozat’a bağlı Geçimli Köyünde bulunan kilisenin hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Bölgedeki diğer kiliselere göre daha büyük olan kilisenin tavanı çökmüş olup duvarları sağlamdır.
Tunceli-Mercan (Munzur) Dağları
Yükseklik 3370 m.
Konumu Orta Toros Dağlarının Kuzey Anadolu Dağları ile Güney Doğu Toroslar civarında Tunceli ve Erzincan illeri arasında yükselen uzantısıdır.
Tırmanış Zamanı Tırmanış için en uygun zaman 15 Haziran, 30 Ağustos tarihleri arasıdır.
Özellikleri Kalker kayalardan oluşan bu dağlar çok arızalı ve dişli doruklu bir topografya sunarlar. Üzerinde çok sayıda göller yer yer kalıcı karlar görülür. Genellikle dağ çayırları ile örtülüdür. Ovacık yolu üzerinde Munzur Vadisi Milli Parkı bulunur.
Kaplıca ve İçme Kaynakları
Dedebağ (Bağın) Kaplıcası
Mazgirt İlçesi, Dedebağ Köyündeki kaplıca, ilçe merkezine 65 Km. uzaklıkta, Peri Suyu kenarındadır. III. öncelikli kaplıca sınıfına giren Bağın Kaplıcasında tek kaynaktan çıkan suyun akım değeri 5 lt/sn, sıcaklığı 35 oC, PH değeri 5.0’dır. Kaplıca suyu kalsiyum sülfatlı, sodyum sülfatlı ve klorür bikarbonatlı sular grubundandır. Banyo uygulamalarına elverişli olan bu sular, romatizmal hastalıklar, kırık-çıkık sekelleri ve kadın hastalıkları tedavisinde olumlu etki yapmaktadır.
Kaplıca alanında, tek katlı olarak yapılan 30 yataklı konaklama tesisi ile bir yeme-içme tesisi ve çay bahçesi bulunmakta olup halen bu alanda inşaat çalışmaları devam etmektedir. Peri Suyu kenarında dik bir yamaç üzerinde yer alan kaplıca alanının çevresi bitki örtüsü bakımından çok zayıf olmakla birlikte, Peri Suyunun iki yamacındaki dik kaya yamaçları, doğal peyzaj açısından çok etkileyicidir.
Anafatma Kaplıcası
Tunceli-Ovacık karayolu üzerinde, il merkezine yaklaşık 7 Km. uzaklıkta bulunan kaplıcanın bulunduğu yerde bir dinlenme ve yeme-içme tesisi vardır. Tek kaynaktan çıkan suyun akım değeri 3 lt/sn, sıcaklığı 25 oC, PH değeri 6.5’tir. 2500-3000 m2’lik bir alanı kaplayan kaplıcadan sadece yöre halkı yararlanmaktadır.
Aşağı Doluca (Harik) Kaplıcası
Nazımiye İlçesi, Aşağı Doluca Köyünde Vadi içerisinde yer alan kaplıcanın çevresinde küçük ağaçlardan oluşan ormanlık alan bulunmaktadır. İlçe merkezine 16 Km. uzaklıktaki kaplıcanın tek kaynaktan çıkan suyunun akım değeri 2 lt/sn, sıcaklığı 39 oC, PH değeri 5.0’dır. Harik Kaplıcasında bir konaklama tesisi vardır. Kalsiyum sülfatlı ve sıcak sular grubundan olan kaplıca suyunun romatizmal hastalıklar, kırık-çıkık sekelleri ve kadın hastalıkları tedavisinde banyo olarak kullanılması uygun görülmektedir.
Karaderbent Köyü Kaplıcası
Pülümür İlçesi, Karaderbent Köyünde bulunan kaplıca ilçe merkezine 13 Km. uzaklıktadır. Kaplıca suyunun akım değeri 0.2 lt/sn, sıcaklığı 25 oC, PH değeri 6.0’dır.
Sütlüce (Harçik) İçmecesi
Merkez ilçe sınırları içerisinde, Tunceli-Erzincan karayolu kenarında, il merkezine 4 km. uzaklıktadır. İki kaynak halinde olan suyun akım değeri 2.4 lt/sn, sıcaklığı 24.5 oC’dir. Maden suyu olarak kullanılabilecek nitelikte olan bu radyoaktif kaynak değerlendirilmediği için doğada akıp gitmektedir.
Diğer Kaplıca ve İçmeler
Tunceli’de bu kaplıca ve içmeler dışında, merkez ilçede Dikilitaş Maden Suyu, Mazgirt yöresinde Ilıcak Maden Suyu ve Pülümür yöresinde Pülümür Maden Suyu vardır. Bunların akım değeri ortalama 2 lt/sn dolayındadır. Sıcaklıkları 17.5 oC ile 18 oC olan bu kaynaklarda henüz hiçbir tesis bulunmamaktadır.
Doğal Göller
Munzur Dağları ile bu sıranın alt birikimlerini oluşturan Mercan, Avcı, Karasakal Dağları üzerinde ve Bağırpaşa Dağının doruklar bölgesinde, buzul yataklarının ve çöküntü alanlarının suyla dolması sonucunda oluşmuş küçük buzul gölleri ve krater gölleri vardır. Turizm açısından önem taşıyan bu göller Karagöl, Koçgölü, Şer Gölü, Dilincik Gölü, Çimli Gölü, Mercan Gölleri, Katır Gölleri ve Buyer Baba Gölleridir.
Baraj Gölleri
Keban Baraj Gölü,Çemişgezek,Pertek ve Mazgirt ilçelerinin 51 köyünün kısmi arazilerini kaplamıştır. Bu gölün Tunceli yakasında Pertek ve Çemişgezek ilçelerinin Elazığ’a ulaşımını sağlayan feribot iskeleleri vardır.
675 Km2’lik bir alana sahip baraj gölünün yöre iklimi üzerinde olumlu etkileri olmuştur. Keban Baraj Gölüne açılan vadi boylarında ve çöküntü alanlarında iklimin ilin orta ve kuzey kesimlerine göre daha yumuşak hissedilmesi ve bahar mevsiminin daha belirgin olması, göl kıyılarını piknik,kamping gibi rekreasyon etkinlikleri için daha uygun hale getirmektedir. Baraj gölünün Çemişgezek, Göktepe ve Akpazar kesimleri ise sportif balıkçılık için elverişli doğal ortama sahiptir. Ayrıca baraj gölü yüzme gibi etkinliklerin yanı sıra başta rüzgar sörfü olmak üzere çeşitli su sporları için de önemli bir potansiyel yaratmaktadır.
Akarsular ve Vadiler
İlde başta akarsular, şelaleler ve gözeler olmak üzere kuzeydeki dağların zirvelerindeki çok sayıda küçük krater gölleri ve Keban Baraj Gölünden oluşan su kaynakları, çevresindeki doğal verilerle birlikte turizm ve rekreasyon açısından çok zengin potansiyel sunar.
Tunceli’deki akarsular arasında Munzur Suyu ve Peri Suyu, bol su taşıdıklarından debileri itibariyle özellikle bahar aylarında rafting sporu için çok elverişli imkanlara sahiptir. Bu iki akarsu sadece il ve bölge ölçeğinde değil ülke genelinde rafting için elverişli koşullar sunan az sayıda akarsular arasında sayılabilir.
Munzur Suyu, Pülümür Çayı, Peri Suyu, Mercan ve Tahar Çaylarının bol, berrak ve temiz sularında çok çeşitli balıklar yaşamaktadır. Başta alabalık olmak üzere Tunceli için önemli bir ekonomik değer olan balık varlığı, sportif balıkçılık için de potansiyel oluşturur. Alabalık, balık popülasyonu içinde yöreye özgü kırmızı benekli endemik türü ve lezzeti ile turizm açısından da önem taşımaktadır. Munzur Suyunda alabalık, kepenez ve dargın balığından başka güneyde suyun ısındığı kesimlerde yayın balığı yaşamaktadır. İldeki diğer akarsularda alabalık, kepenez ve çay balığı bulunmaktadır.
Tunceli iline ulaşım sadece karayolu ile yapılmaktadır. Erzincan’ı Erzurum’a bağlayan kara ve demiryolları, ilin kuzey ve batısında doğal sınır oluşturan Karasu Irmağı Vadisi’nden geçmektedir. İl topraklarında kuzey-güney yönünde uzanan ve Erzincan’ı Elazığ’a bağlayan karayolu ise Tunceli kentinin içinden geçmektedir.
En Çok İzlenenler