Şehir Detay
Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin'de, farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Mardin, İpek Yolu güzergâhında olup, 5 han ve kervansaray mevcuttur.
İklimi; Mardin ilinin iklimi üzerinde kuzeydeki yüksek dağlar etkili olmaktadır. Bölgede kış döneminde oluşan yüksek basınç alanı, kış aylarının soğuk geçmesine yol açar. Bir yandan güneydeki çöl ikliminin etkisi altında bulunması, bir yandan kuzeydeki yüksek dağların serin hava kütlelerinin bölgeye girişini engellemesi nedeniyle ilin genelinde yazlar çok sıcak geçerken karasal iklimin tipik özelliği görülür. Ancak Derik, Nusaybin ve Savur ilçelerinde pamuk, fındık ve zeytin gibi ürünlerin yetişmesi mikroklima özelliğinin yörede hüküm sürerken Akdeniz iklimi ile karasal iklimin ortak özelliklerine sahiptir.
Yapmadan Dönmeyin
a) Mardin Müzesi, Deyrulzaferan Manastırı ile Kasımpaşa Medresesi görmeden,
b) Badem şekeri, leblebi, ceviz sucuğu tatmadan,
c) Telkariden gümüş işleme almadan,
d) Kiraz Festivaline gitmeden
…Dönmeyin.
Müze ve Ören Yerleri
Mardin Müzesi: Mardin Müzesinde, Eski Tunç, Orta Tunç, Geç Tunç, İlk Demir Çağı, Asur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı devirlerine ait seramikler, damga ve silindir mühürler, sikkeler, kandiller, figürinler, gözyaşı şişeleri, takılar ve vazolar sergilenmektedir. Müzede arkeoloji ve etnografya sergi salonları, kütüphane, konferans ve dinlenme salonları yer almaktadır.
Dara Ören Yeri: Mardin’in 30 km. güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer almaktadır. Eski Mezopotamya'nın en önemli kentlerinden birisi olan Dara, bugün küçük bir köy yerleşmesi haline gelmiştir. Büyük İskender’le Pers İmparatoru Darius’un savaşına sahne olmuş bu antik yerleşim İran Hükümdarı ünlü "Darayuvaşi" tarafından kurulmuş ve çeşitli dönemlerde İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir. Kent, 7. yüzyıl sonlarına doğru Emevilerin, daha sonra Abbasilerin, 15. yüzyılda da Türklerin hâkimiyetine girmiştir. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve bulunan sikkelerden Dara'nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Gırnavaz Höyüğü: Nusaybin’in 4 km. kuzeyinde, Habur Nehri kollarından biri olan Çağ Deresi’nin doğusunda takriben 300 m. çapında ve 24 m. yüksekliğinde, höyük karakterinde bir yerleşim yeridir. Arkeolojik bir merkez olarak ilk kez 1918 yılında bilim dünyasına tanıtılan Gırnavaz, daha sonraki yıllarda çeşitli araştırmalara konu olmuştur. 1991 yılına kadar yürütülen çalışmalarda Gırnavaz’ın MÖ. 4. binden MÖ.7. yüzyıla kadar sürekli yerleşim yeri olarak kullanıldığı ortaya çıkarılmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan mezarlarda paha biçilmez metal silahlar, süs eşyaları, vazolar, kandiller, mühürler ve tabletlere rastlanılmıştır.
Kaleler
Mardin Kalesi: 10. yüzyılda Hamdaniler tarafından inşa edilen kale, 1 km. uzunluğunda, 30-150 m. genişliğindedir. Çeşitli zamanlarda Mardin’e uğrayan gezginlerin verdikleri bilgilerden kalede çok sayıda yapı olduğu anlaşılmaktadır. Mardin'e hâkim bir manzaraya sahip kalenin bir başka özelliği de, doğal kaya üzerine çok az eklentilerle müstahkem bir hale getirilmiş olmasıdır.
Fafih Kalesi: Ömerli’nin 8 km. güneydoğusunda, Beşikkaya köyü yakınındadır. Kalenin bulunduğu yer aynı zamanda eski bir yerleşim bölgesidir.
Rabbat Kalesi: Derik ilçesinin 15 km. batısında, Hisaraltı köyü sınırları içindedir. Köyün kuzeyinde yer alan dar bir vadide yükselen bir tepenin üstünde kurulmuş olan Rabbat Kalesi, Artuklu devrinin en büyük eserlerinden birisidir.
Marin - Merdis Kalesi: Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzey doğusunda Eskihisar köyünde yer alan Marin Kalesi, eski Merdis şehrinin içinde yüksek bir kayalık üzerinde inşa edilmiştir. Kalenin çevresi yaklaşık 1500 m. olup, 12 kule ile desteklenmektedir. Kalenin kimler tarafından yapıldığını gösterir herhangi bir buluntu yoksa da, inşa tarzı Bizans yapımı olduğuna işaret etmektedir.
Aznavur Kalesi: Nusaybin ilçesinin 14 km. kuzey doğusunda yer alan Aznavur Kalesi, geniş bir vadide yükselen iki tepe üzerinde kurulmuştur. 970 yılında Abdullah Bin Hamdan tarafından inşa ettirilmiştir.
Cami-Medrese-Külliyeler
Şeyh Çabuk Camii: Cumhuriyet Alanındadır. 15. yüzyıla tarihlenen yapının ana mekânı çarpık bir plana sahiptir. Bahçesine basit, sivri kemerli kapıdan, ana mekâna ise kuzeybatıdaki kapalı bölümden girilir. Güneyinde türbe ya da zikir yeri olduğu düşünülen çapraz tonozlu mekân yer alır.
Hamit Camii: Savur Kapısı’na giden yol üzerindedir. En erken 15. yüzyıla tarihlenebilen yapı 19. yüzyıl sonlarında onarımını yaptıran kişinin adıyla anılmaktadır. Kuzeydeki basit bir kapıdan avluya girilir.
Şeyh Mahmud Türki (Şeyh Ali) Camii: Necmeddin Mahallesi’ndedir. 15. yüzyıl Artuklu yapısı olduğu sanılmaktadır. Dıştan basit bir ev görünümünde olan yapı minaresizdir; ancak kuzeydeki kalıntının minare kaidesi olduğu öne sürülmektedir.
Pamuk Camii: Medrese Mahallesi’nde, ana caddededir. Yapının altındaki depoda yağ küpleri bulunduğundan bir Bizans şapelinin üstüne yapıldığı sanılmaktadır. 11. yüzyıl kayıtlarında ise yapıyı Şeyh Mehmed Dinari adlı kişinin yaptırdığı yazılıdır.
Reyhaniye Camii: Çarşı içinde, Ulu Cami ile Şehidiybe Medresesi arasındadır. Yazıtlarının 19. yüzyıldan olmasına rağmen 1540 tarihli vakıf kayıtlarında adı geçmektedir. Reyhaniye Camii’nin 15. yüzyıl sonunda ya da 16. yüzyıl başlarında yapıldığı, 19. yüzyılda da onarıldığı tahmin edilmektedir.
Arap (Azap) Camii: Savur Kapısı’na giden yol üstündedir. Yapım tarihi bilinmemekte birlikte, 16. yüzyıl kayıtlarında adı geçen Azaplar Ağası Mescidinin bu yapı olduğu sanılmaktadır. Dikdörtgen planlı, beşik tonozlu caminin girişi batıdadır.
Zairi (Şeyh Muhammed Ezzerar) Camii: Necmeddin Mahallesi’nin güneyindedir. Giriş kapısı üstündeki yazıtta 17. yüzyıl sonunda yapıldığı yazılıdır. Avlunun güneyindeki kareye yakın planlı ana mekân Geç dönem ekleriyle geniş bir alanı kaplamıştır. Yapı minaresizdir.
Hacı Ömer (Halife) Camii: Diyarbakır Kapısı’na doğru, ana caddenin güneyindeki sokak içindedir. Mimari biçimi, yeni sıvanın altında kabartma olarak beliren 1724/1725’in yapım tarihi olabileceğini düşündürmektedir.
Ulu Cami (Cami-i Kebir): Mardin’deki camilerin en eskisidir. Minaresi, Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İlgazi zamanında inşa edilmiştir (1176). Artuklu hükümdarlarından Melik Salih bir kısım malını bu camiye vakıf yapmıştır. Mardin’in en önemli ibadet merkezlerinden biri olan Ulu Cami, devasa yapısıyla tarihin ihtişamını günümüze taşımaktadır.
Abdüllatif (Latifiye) Camii: Cumhuriyet Alanı’nın güneyindedir. Taçkapı yazıtından 1371’de Artuklu sultanlarından ikisinin döneminde görev almış Abdüllatif’in yaptırdığı anlaşılmaktadır. Günümüzdeki minareyi 1845’te Musul Valisi Gürcü Mehmet Paşa yaptırmıştır. Caminin bulunduğu avluya, doğu ve batıdaki kapılardan girilir. Doğudaki taçkapı Mardin’deki kapıların en iyi korunmuş olanıdır.
Melik Mahmut Camii: Savur Kapı’da bulunmaktadır. Kitabesinden 1312-1362 yılları arasında Artuklu Hükümdarı Melik Salih tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Şehidiye Camii ve Medresesi: Şehidiye Mahallesi’ndedir. Kâtip Ferdi, bu yapının Sultan Melik Nasruddin Artuk Aslan tarafından 1201-1239 yaptırılıp kendisinin de buraya gömüldüğünü bildirmektedir.
Kızıltepe Ulu Cami: Kızıltepe ilçe merkezinin kuzeybatısındadır. Mihrap üstündeki yazıttan 1204’te tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Eminüddin Külliyesi: Kentin güneybatısında, Mesken Mahallesi’ndedir. Artuklu Sultanı Necmeddin İlgazi (1108-1112) ile kardeşi Eminüddin yaptırmıştır.
Şeyh Kasım Halveti Türbe ve Mescidi: Yeni Kapı Hamamı yakınında, evler arasındadır. 15. yüzyıldan sonra yapıldığı tahmin edilmektedir.
Zinciriye Medresesi: Medrese Mahallesi’nin kuzeyinde yer almaktadır. 1385 yılında Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır. “Sultan İsa Medresesi” adı ile de tanınır. Timur ve ordusuyla mücadele etmiş olan Melik İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir.
Sıttı Radviyye (Hatuniye) Medresesi: 1177 yılında Kutubeddin İlgazi’nin annesi tarafından Sıtraziye Camii ile aynı tarihte inşa ettirilen Hatuniye Medresesi’sinin içinde bulunan camide Hz. Muhammed’e ait olduğu kabul edilen ayak izi mevcuttur. Lahitler bu yöredeki Artuklu eserlerinin en önemlilerinden biri olan bu medreseyi ayrıcalıklı bir konuma sokar.
Şah Sultan Hatun Medresesi: Akkoyunlu Hükümdarı Kasım Bin Cihangir’in yeğeni İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Medrese, Tekke Mahallesi’nde bulunmaktadır.
Melik Mansur Medresesi: Artuklu eseri olan bu yapı, Gül Mahallesi’nin kuzeydoğusundadır. İçinde lahitlerin bulunduğu bu medrese günümüzde mescit olarak kullanılmaktadır.
Altunboğa Medresesi: Yapı, merkez ilçede bulunmaktadır. 13. yüzyıl sonu ile 14. yüzyıl başında yapılan medresenin günümüzde çeşme olarak kullanılan bölümü sağlamdır. Bu anıtsal yapının Mardin’deki Artuklu devrinin son eserlerinden birisi olduğunu söylemek mümkündür. İki teras üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir.
Kilise ve Manastırlar
Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi: 1860 yılında yaptırılan kilise, akustik bir ses düzenine sahiptir. Kilisede, patriğin oturma yeri ve vaaz yeri ahşap el işçiliği ile süslenmiş olup, zarif bir görünüm sergilemektedir. Patrikhane, 1895 yılında inşa ettirilmiştir. 1988 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilen Patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı:185 yılında inşa edilmiştir. Daha eski dönemlere ait bölümler mevcuttur. Yeniyol Caddesi’nin alt tarafındadır.
Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi: 5. yüzyılda yapılmıştır. Şar Mahallesi’ndedir. 1170 yılında kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bugün Mardin Metropolitlik Kilisesi’dir.
Mor Petrus ve Pavlus Kilisesi: 1914’te Patrik II. Abdullah döneminde Papaz Abdulmesih’in gayretleriyle Petrus ve Pavlus adına yapılmıştır. Kök boyalarla el işi baskı perdeleri mevcuttur. Gül Mahallesi’ndedir.
Mor İliyo Kilisesi: Yapım tarihi bilinmeyen kilise, Çiftlik köyündedir. Kilise içerisinde, yan bölümünde iki oda mevcuttur. Bu odalara geçiş çok alçak tavanlı kapıdan yapılmaktadır. Orta kısımda bulunan şifalı denen bölüm yoğun bir şekilde ziyaret edilmektedir.
Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep): Bir Meclis-i Mebusan üyesi öncülüğünde 1894 yılında ibadete açılmıştır. İçinde 21 sütun bulunan kilisenin koro balkonu olup, çok sayıda değerli ikonası vardır.
İzozoel Kilisesi: Midyat’ın Altıntaş (Keferze) köyünde bulunan bu kilise, köyün kuzeyindeki en yüksek noktaya yerleşmiştir. Kilisenin görkemli konumunu vurgulayan çan kulesi Midyat’taki taş işçiliği ve işlemeciliğinin en güzel örneklerinden birisidir. Bir inanışa göre, bu kilise Mor Gabriel Manastırının mimarı Şufnayn’ın oğulları mimar Theodosius ve Theodore tarafından 6. yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Ancak bu kilisenin Turabdin’in parlak dönemlerini yaşadığı 8.yüzyılda yapıldığı da iddia edilmektedir.
Mor Stefanos Kilisesi: Midyat’ın Güngören (Keferbe) köyünde yer almaktadır.
Hammara Manastırı: M.S. 326 yılında yapılmıştır. Diyarbakır Kapı Mahallesi’nin Kırkız mevkiindedir.
Mor Dimet Manastırı: Savur ilçesi, Dereiçi köyündedir. Manastıra gelen romatizma hastalarının burada iyileştiklerine inanıldığı için, Romatizma Manastırı da denilmektedir.
Deyrülzeferan Manastırı
Mardin ilinin 3 km. doğusunda bulunmaktadır. Yukarı Mezopotamya’nın tarihi yapıtlarından ve en tanınmış olanlarından biridir. Süryani Kadim cemaatinin dini merkezidir. Manastır, 4. yüzyılda kurulmuştur. O dönemden kalma mozaikler bugün de görülebilmektedir. Çeşitli devirlere ait üç ibadethane mevcuttur. Canlı bir tarih görünümünde olan manastırın en büyük özelliklerinden biri de içinde 52 Süryani Patriğinin mezarlarının bulunmasıdır.
Mor Evgin Manastırı: Girmeli bucağının 7 km. kuzeyindedir. Turabdin Dağı’nın yamacında, ovadan 500 m. yükseklikte mağara ve yapılardan oluşmaktadır.
Meryem Ana Manastırı: Midyat ilçesinin Anıtlı (Hah) köyündedir. Köy, Süryanilerinin genel inanışına göre, üç Mecusinin gelip Meryem Ana Manastırı’nı kurduğu yerdir.
Mor Cırcıs Manastırı: Derik ilçe merkezindedir. Yüksek tavanı ve mihraba bakan “U” şeklindeki kilise içinden görülmeyen koro balkonuyla güzel bir mimarisi vardır.
Mor Yakup Manastırı: Nusaybin ilçe merkezindeki manastır, Mor Şabo ve 11 öğrencisinin şehitliğine kadar bir Mecusi tapınağıydı. Tapınak kalıntıları üzerine M.S. 328 yılında Mor Yakup’un ölümünden sonra adına ithafen inşa edilmiştir. İçinde türbesi vardır. 19. yüzyıla kadar burada rahipler yaşamaktaydı.
Deyrulumur (Mor Gabriel) Manastırı: Midyat ilçesinin 18 km. doğusunda bulunmaktadır. Süryani Kadim cemaatinin ünlü ve büyük yapıtlarından olan manastır, yüksekçe bir tepede yapılmıştır. Manastırın temelleri 397 yılında atılmış ve kısa sürede tamamlanmıştır. Değişik tarihlerde içinde ve dışında ekler yapılmıştır.
Çarşılar
Kayseriyye (Bezestan): Ulu Cami’nin kuzeyinde, çarşı içindedir. Yapının büyük bir bölümü yıkılmıştır. Dıştaki dükkânların kimileri günümüzde de kullanılmaktadır. Yapının, Mardin Ulu Cami’nin vakfı olduğu ileri sürülmektedir. Kasım Padişah Medresesi vakfı arasında adının Kayseriyye olarak geçmesine dayanılarak 1487-1502 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır.
Revaklı Çarşı: Reyhanîye Camii’nin batısındadır. Tarihlendirilmesi yapılmayan Revaklı Çarşı, bir yolun iki yanında yer alan revaklar ile arkalarındaki beşik tonozlu dükkânlardan oluşmaktadır.
Hamamlar
Radviyye Hamamı: Sitti Radviyye Medresesi’nin güneyindedir. Medresenin duvarına kazılı 1206 tarihli vakfiyede hamamın adı geçmektedir. Bu da hamamın 1206’dan önce yapıldığını yani 12. yüzyıl sonuna tarihlenebileceğini gösterir. Çok sık onarılan yapı, dikdörtgene yakın bir alanı kaplamaktadır.
Ulu Cami Hamamı: Ulu Cami’nin güneydoğusundadır. Artuklu Sultanı Melik Salih’in (1312-1363) Ulu Cami’ye vakıf olarak yaptırdığı hamam, 14.yüzyılın birinci yarısına tarihlenebilir.
Geleneksel Mardin Evleri
Mardin kenti, temel yapım malzemesi olarak kolay işlenebilen sarı kalker taşının kullanıldığı, çeşitli motiflerle bezenmiş geleneksel evleriyle de ünlüdür. Bölgedeki çok sayıda ocaktan çıkarılan sarı kalker taşı, yapı üretimine egemen olmuş; kapı, pencere, asma kat gibi zorunlu kullanımların dışında ahşap işçiliğine yer verilmemiştir.
Evleri, 4 m. yüksekliğe ulaşan duvarları çevirir ve sokaktan ayırır. Bu duvarlarla sert iklime karşı korunma sağlanır. Yazlık denilen iç avlu veya bahçede, eskiden ahır olarak kullanılan, günümüzde ise depo işlevi gören mekânlar yer alır. Eyvan, yazın yaşamın geçtiği bölümdür. Mimaride önemli bir yere sahip olan eyvan ve revak gibi yarı açık kısımlar, özellikle batı güneşine karşı gölgede kalacak biçimde yapılmıştır. Mardin evlerinin en önemli özelliği taş işçiliğidir. Kapı ve pencereleri, sütuncuklar, kemerler ve değişik motiflerle süslenmiştir.
Firdevs Köşkü: Nusaybin’e giden yolda Vali Konağı yanındadır. Ana eyvandaki yazıta göre yapı Artuklu Melik Salih (1312-1363) dönemine tarihlenmektedir. Günümüzde kimi bölümleri kapalı olan köşk Mardin ev mimarisinin gelişmiş ve büyük ölçüde uygulanmış örneğidir.
Midyat
Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin'den yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta yer alır. Mardin'e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırmaktadır. Bölgeyi Süryanilerin yavaş yavaş terk etmesi ve göç almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki Estel'e kaymıştır. Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat'taydı. Bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyorlar. İzlenmesi gereken çalışmalardır.
Mardin'in bu çok önemli ilçesi gümüş işçiliğiyle de ünlüdür. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe turistik açıdan oldukça çekicidir. İlçenin 18 km. doğusunda bulunan Deyrulumur Manastırı M.S.397 yılında inşa edilmiştir. M.S.640 yılında Hz. Ömer zamanında Arap-İslam ordusu Süryanilerle işbirliği yaparak Mezopotamya'ya girince, özellikle bu eserin korunması için Hz. Ömer' in emri ile ayrıcalık tanımıştır. Manastırda eskiden içinde zengin bir kütüphane bulunmaktaydı. Ayrıca içinde binlerce öğrencinin eğitim aldığı bir teoloji fakültesi bulunmaktadır. Midyat'ta Meşe, Bitim, Antepfıstığı gibi ürünler ve kendine has acur, kavun yetiştirilir. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktasıdır.
Karayolu: Terminale belediye otobüsleri ve minibüslerle ulaşmak mümkündür.
Demiryolu: İl topraklarına Şanlıurfa-Ceylanpınar' dan giren demiryolu, sınırı izleyerek Suriye ve Irak'a ulaşır. Ayrıca Şenyurt kasabasından geçen bu yola Mardin 30 km. hatla bağlıdır.
Havayolu: Haftanın beş gününde (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cumartesi) Ankara aktarmalı İstanbul uçak seferleri yapılmaktadır.
Mardin Valiliği
Mardin Belediyesi
Mardin Emniyet Müdürlüğü
En Çok İzlenenler