Şehir Detay
Türkiye'nin illeri arasındaki yeri, Bolu ili topraklarının batı ve kuzeyinde Sakarya ilinin doğusunda ve Zonguldak İlinin güneybatısında yer alır. Kuzeyinde Karadeniz ile sınırdır. İl toprakları, kıyı kesimi dışında ortası çukur, çevresi dağlarla kuşatılmış ovalardan oluşur. Kuzeyde Akçakoca Dağları, doğuda Bolu Dağları, güneydoğu ve güneyde Abant Dağları’nın batı uzantıları yer alır. Orta kesimde tarımsal üretim açısından büyük önem taşıyan Düzce Ovası yer alır. İlin başlıca akarsuyu Melen Çayı’dır. Akçakoca Dağları’ndan doğan bu akarsuyun Melen Gölü de denilen Efteni Gölü’ne kadarki bölümü Küçük Melen Çayı, bu gölle denize döküldüğü Melenağzı arasındaki bölümüne de Büyük Melen Çayı adı verilir. Tarım alanlarının sulanması ve bu alanların taşkından korunması amacıyla Küçük Melen Çayı üzerinde yapılan Hasanlar Barajı’nın tamamlanma tarihi 1972’dir. Hasanlar Baraj Gölü ildeki tek yapay göldür.
Düzce ili, Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde görülen nemli ve fazla sert olmayan iklimin etkisi altındadır.
Düzce, doğal bitki örtüsü açısından zengin sayılan bir ildir. Kıyı kesimi maki ve yalancı makiler, kıyı ardındaki dağlar ise gürgen, kayın, kestane ve meşelerden oluşan ormanlarla kaplıdır.
İlin nüfusu toplam 323.328 olup bunun 162.505’i kadın, 160.823’ü erkektir. İl nüfusunun 157.894’ü şehirde, 165.434’ü köyde yaşamaktadır.
İlimizde Merkez İlçe dışında 7 ilçe bulunmaktadır
Yollara göre doğu-batı yönünde uzanan D-100 karayolu ile TEM otobanı üzerinde yer alır. Bu yollar il merkezinden geçer. Bu konumu ile Avrupa-Asya arasında transit yol üzerindedir. D-100 karayolu il merkezinden ayrılarak Akçakoca ilçesi üzerinden Zonguldak İline bağlanır. Düzce bu konumu ile yol kavşağı şehridir.
Düzce; Batı Karadeniz’in tek antik kenti olan Prusias ve Konuralp Bey' in mezarının bulunduğu yer olmasının yanı sıra olağanüstü doğal güzelliklere de sahiptir. Yaylaları, gölleri, akarsuları ve Karadeniz’e açılan 29 kilometrelik sahiliyle turizmin her çeşidine uygun bir kent görünümündedir. Güzeldere Şelalesi, Samandere Şelalesi, Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri; Efteni Gölü Kuş Cenneti, Kurugöl ve Hasanlar Barajı Gölü bulunmaktadır.
Yapmadan Dönmeyin
Samandere – Çiçekyayla Trekking Parkuru
Neden:
• Çoğu insanın artık depremle hatırladığı yerlerden Düzce’nin nasıl güzellikler sakladığını görmek için.
• Bazılarını göremeseniz de Samandere Şelalesi’nin keyfini çıkarmak için.
• Kaynak suları ile tanışmak.
• Orman içinde ormanın sesini ve serinliğini hissederek keyifli bir yürüyüş için
• Düzenlenmiş piknik alanında, güzel bir mola
• Şelalenin karşısında alabalık yemek için...
Nasıl:
Düzce’ye vardığınızda, şehir merkezinde gün içinde ihtiyacınız olacak şeyler için bir alışveriş yapmanızda fayda var.
Belediye binasının bitişiğindeki itfaiyenin sağından ilerlenip mezarlık geçilince yola devam. Buradan 26 km. sonra şelalenin önündesiniz. Bolu üzerinden de gidilebilir.
Ne zaman:
İlkbahardan itibaren kış ortalarına kadar gidilebilir. Piknik ve yemek için gidenler için yazın daha güzel. Doğa yürüyüşçüleri için keyfe bağlı.
Rafting
Adrenalin Tutkunları için Rafting Büyük Melen’de Rafting
Adrenalin tutkunları, macerayla eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenler Büyük Melen’de Rafting yapıyor.
Cumayeri ilçesinden 3 km. uzaklıkta, Dokuz Değirmen Köyü’ndeki Büyük Melen Çayı kıyısında rafting başlangıç noktasında yer alıyor. Özellikle şubat ve haziran ayları rafting için doğru dönemler. 2003 yılında 15-22 Nisan, Turizm Haftası’nda Türkiye 2. Rafting Şampiyonası düzenlenmiş. Her yıl ortaöğretim ve yüksek öğretim gençlerinden oluşan gruplarla yarışmalar yapılmaktadır. Valilik, raftingle ilgili gerekli çalışmalara destek vermiş ve alt yapı hazırlanmış. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Rafting ve Konfederasyonu burayı pilot bölge ilan etmiş.
Orta zorlukta ve boyu 1 m.yi geçmeyen dalgalarıyla, rafting’e uygunluk açısından 3. derecede bir parkura sahip olan Büyük Melen’de tecrübesi olan, olmayan herkes bu sporu yapabiliyor.
Parkur, Cumayeri İlçesi Dokuzdeğirmen köyünden başlıyor, Beylerköyü’nde son buluyor. Rafting’in toplam uzunluğu 12 km. ( Rafting yapılan çayların zorluk dereceleri için bu bilgiyi vermekte fayda var: 1 derece en kolay, 6 derece geçilmesi imkansız olan parkurları ifade eder.)
Parkurun başlangıç ve bitiş noktalarındaki tesislerde, spor sonrası keyifle dinlenebilir, başta balık ve mezeler olmak üzere son derece lezzetli bir yemek yiyebilirsiniz.
Antik Şehir: Prusıas Ad Yypıum (Konuralp)
Düzce'ye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3. yüzyıla kadar dayanıyor. Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor. Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypios'dan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış.
14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bu bölge Konur Alp ili ve kısaca "Konrapa" diye anılmıştır.
Antik Tiyatro(40 Basamaklar)
Konuralp'in etnik zenginliğini gösteren en önemli kalıntılarından biri de tiyatrosudur. Halk arasında 40 Basamaklar olarak da bilinen antik tiyatro, M.S. birinci yüzyıla kadar yöreye hakim olan Prusias Krallığı döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır.
Kemerlerden yalnızca en sağdaki, yarı daire şeklinde ve örtülü olanı bugüne kadar ayakta kalmıştır. Sahnenin önündeki üç büyük kemerli kapıdan ise bu gün yalnızca biri sağlam olarak duruyor. Cephede korniş altında büyük harflerle yazılı Yunanca kitabeden ise küçük bir parçası bugüne kadar muhafaza edilebilmiştir. Yaklaşık 2000 yıllık tiyatronun alanı içinde kalan yapıların istimlak edilmesi, Konuralp Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi ve aydınlatmasının yapılmasından sonra düzenlenen çeşitli etkinliklerle yeniden canlandırıldı. Antik Tiyatro son yıllarda düzenlenen festival ve konserlere de ev sahipliği yapıyor.
Mermer Köprü
Beyaz mermer bloklardan ve hiç harç kullanılmadan yapılmış olması köprünün en büyük özelliği olarak tanımlanıyor. Akçakoca Yolu Konuralp çıkışında bu gün kullanılmakta olan yeni köprünün arkasında kalan tarihi mermer köprünün, 50 yıl kadar önce, halen faaliyette olan yeni köprü yapılıncaya kadar kullanılmış olduğu biliniyor. Ancak ne zaman ve nasıl yarısının yıkıldığı konusunda kesin bir bilgi yok. Yarısı yıkılmış olmasına rağmen bu gün bile taş yapısı bozulmamış olan köprünün de M.S. birinci yüzyıla ait olduğu sanılıyor.
Tyche Heykeli
1931 yılında bulunan ve halen İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenen; 2.60 metre yükseklikteki heykel Bereket Tanrıçası Tyche'yi tasvir etmektedir. M.Ö. 4. yüzyıldaki heykeltıraşlık mekteplerinin tesiri altında, M.S. 2. yüzyılda yapılmış olan bu büyük heykelle birlikte bir de, üzerinden 10 satırlık kitabesi bulunan heykel kaidesi ortaya çıkarılmıştır. Şehrin sembolü olan Tanrıça Tyche'nin sol eli çeşitli meyve ve toprak ürünlerinden meydana gelen bir bereket boynuzu tutmakta. Aynı kolu üstünde ise elinde üzüm salkımı ile bir çocuk bulunmakta ve başında da bir taç bulunmaktadır.
Antoninus Pius Büstü
1991 yılında, Konuralp'in güneyindeki bir tarlada Roma İmparatoru Antonıus Pius'un (M.S. 138-161) büstü bulunmuştur. Büst Konuralp Müzesi'nde sergilenmektedir.
Heykeller
Konuralp'den çıkarılıp 1901'de İstanbul müzesine alınan diğer heykeller de Lateran Müzesindeki Sophocles tipi, kumaş katları sade giyimli bir erkek heykeli ile Helenistik bir tipin Roma Çağında (M.S. 2. yüzyıl) yapılmış bir kopyası olan oturan mermer kadın heykelidir. 1949 yılında Konuralp'in Sarafiye mevkiinde bulunan ve M.S. 3. yüzyıla ait Mermer Çocuk heykeli de yine İstanbul Müzesine gönderilen eserler arasında. Milo Venüsü tipinde Venüs heykelciği, mermerden yapılmış ve sandalını çözen Afrodit Heykeli, M.S. ikinci yüzyıla ait çok sayıda küçük plasto başlığı, duvarlar önünde; zırhında çelenk tutan iki zafer ilahesi ile süslü olan bir Roma imparatorunun zırhlı heykelinin parçaları da bölgeden çıkan önemli eserler arasındadır.
Lahit
Konuralp'in batısındaki Tepecik Nekrapolü'nde 1937 yılında bulunmuştur. Eser, Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir. Mermerden yapılan bu eser 1.20 metre yükseklik, 1.22 metre genişlik ve 2.47 metre uzunluğa sahiptir. Lahitin tüm yüzeyinde kabartma boğa başlarıyla birbirlerine bağlanan girlandlar içinde rozet ve insan başları işlenmiştir. Ön yüzde, içinde kitabesi olmayan bir tabula ansata ile altta aslan, kartal, yaban domuzu ve balıkçıl kuşu tasvirleri bulunmaktadır. Lahit M.Ö. 1. yüzyıla tarihlendirilmektedir.
Kaplıcalar
Derdin Kaplıcası: Düzce'nin 17 km güneyinde, 400 metre rakımlı, etrafı ormanlık alanla çevrili Derdin (Dolay) Kaplıcası çevresine şifa dağıtmaktadır. Kaplıcadaki su, duru, renksiz ve kokusuzdur. 2 lt/s debideki suyun sıcaklığı ise 42 derecedir. Derdin Kaplıcası özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve ayrıca deri hastalıkları için oldukça şifalıdır. Derdin Kaplıcası'nda konaklama amacıyla 15 odalı küçük bir otel de bulunmaktadır.
Efteni Kaplıcası: Efteni Kaplıcası, Düzce-Gölyaka batı yolu üzerinde, Düzce'nin 18 km batısında, Efteni Gölü'nün kenarındadır. Değişik sıcaklıklarda üç havuzu bulunan Efteni Kaplıcası'nda konaklama evi ve pansiyonlarda bulunmaktadır. Kaplıcadaki suyun debisi 2lt/s, sıcaklığı ise 42 derecedir. Efteni Kaplıcası romatizmal hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığı tedavi edici niteliktedir.
Düzce’de şehir içi ulaşımında dolmuş sistemi yer almıyor. Düzce merkez ve ilçeler arası ulaşım için, belediye otobüsleri ile kooperatiflere bağlı otobüsler hizmet veriyor. Ulaşım ile ilgili soru ve sorunlar için hizmet veren kurum ve kuruluşların telefon bilgileri aşağıda yer alıyor.
En Çok İzlenenler