Şehir Detay
Bayburt Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan Erzurum-Trabzon tarihi İpek Yolu üzerindedir. Marco Polo ve Türk seyyah Evliya Çelebi bu yoldan geçmişlerdir. Çoruh nehrinin kıyısında bulunan şehrin tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanır.
Bayburt ili 40 derece 37 dakika Kuzey Enlemi ile 40 derece 45 dakika Doğu boylamı, 39 derece 52 dakika Güney enlemi ile 39 derece 37 dakika batı boylamları arasında yer alır. Doğusunda Erzurum, batısında Gümüşhane, kuzeyinde Trabzon ve Rize, güneyinde Erzincan illeri ile çevrili Anadolu’nun kuzey doğusunda Çoruh Nehri kenarında ve denizden 1550 m. yükseklikte kurulmuş 3652 km2 yüzölçümlü bir ildir.
Yapmadan Dönmeyin
- 20 Mayıs 5 Haziran tarihlerinde Kırkpınar köyünde Doktor yılanları görmeden,
- Temmuz ayının 3. Haftasında Türk Dünyasının Bilge kişisi Dede Korkut adına düzenlenen Şenliklerin heyecanını yaşamadan,
- (Aslan dağı) Vilayet Ormanı Paraşüt parkurunda paraşüt heyecanını yaşamadan,
- (Aslan dağı) Vilayet Ormanı ve parkını gezmeden,
- Bayburt’un yerel yemeklerini özellikle de Kefenli kebap, Gındırlama Köftesi (Bayburt Köftesi) Galacoş’ un damak zevkini tatmadan,
- Çoruh Nehri üzerinde bir yandan kano-rafting yaparken,diğer yandan vadi içerisinin gizemli doğa yapısını görmeden,
- Bayburt ‘lu ustaların sanatsal inceliklerini hediyelik bakır işlemelerde görmeden,
- İnsan zekasının taş üzerindeki güzelliklerini Bayburt taşında hissetmeden,
- Ağlayan kayalar efsanesini dinlemeden ve kanyonunu görmeden,
DÖNMEYİN.
Aydıntepe Yeraltı Şehri
Bayburt’un kuzeybatısında dağlık yöredeki bucak merkezi Aydıntepe’de yer alan kent, tüf içerisinde, yüzeyden 2-2.5 m derinde başka yapı malzemesi kullanmadan ana kayaya oyulmuş galeriler, tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık 2 ile 2.5 m yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yana genişlemektedir. Kareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır, ayrıca gözetleme mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin, galeri odalarını aydınlatmak için de kullanıldığı gözlenmektedir. Günümüzde kazı çalışmaları devam edilen kent hakkında şu an ileri sürülen iki görüş mevcuttur.
Bunlardan birincisi kentin bölgede daha önce sözü edilen Halde Şehrine ait olduğu ve eski ismi Hart (Aydıntepe) olan ilçenin isminin de “Halt”tan geldiği görüşüdür. Diğer görüş ise; Hart’ta bu yeraltı kentinden başka Geç Roma-Erken Bizans devirleri arasında yer alan bir mezarın ortaya çıkarılması dolayısıyla, Hıristiyanlığın henüz yerleşmediği bir devirde bu bölgenin bir sığınak teşkil ettiği, Romalılar tarafından kovulan ilk Hıristiyanların bu bölgeye geldikleri ve sığındıkları, yeraltı kentinin de bu Erken Hıristiyanlık dönemine ait olabileceğini iddia etmektedir. Yeraltı Şehrinin giriş çevre düzenlemeleri yapılarak yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılmıştır.
Pulur (Ferahşad Bey) Camii ve Medresesi
Demirözü ilçesi sınırları içinde yer alan Gökçedere beldesi merkezindedir. 16. yüzyılda inşa edilmiş Ferahşad Bey yapılar topluluğunun cami, medrese, han, hamam, imaret ve konuk evinden oluştuğu bilinmektedir. Bunlardan han, imaret ve konuk evinden hiçbir iz kalmamıştır.
Medresede 18. yüzyıl sonlarında Akkoyunlu Süleyman Bey tarafından yenilenme çalışmalarının yaptırıldığı sanılmaktadır. “L” biçimindeki yapı, beş bölümlüdür. Tüm bölümlerin kapıları avluya açılmaktadır. Avluya açılan kapı ve pencere kemerleri Farsça yazılıdır. Odalarda nişlerle süslenmiş ocaklar ilginç bir görünüm sergilemektedir.
Avlu içinde yer alan tek kubbeli caminin girişindeki yazıtta, 1517 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Korkmaz Bey tarafından yaptırıldığı bildirilmektedir. İki renk kesme taştan özenle yapılmış olan yapının sadece minare kısmı tuğladan örülmüştür. Cami günümüzde ibadete açıktır.
Ulu Camii
Ulu camii yapıldığı dönemde şehrin merkezine inşa edildiği kolayca anlaşılmaktadır. Caminin minaresine de Selçuklu eseri olan birçok camide olduğu gibi caminin dışından girilmektedir.
Caminin yapı özelliği incelendiğinde Sivas ve Kayseri ‘deki Selçuklu dönemi eserleri ile aynı özellikleri taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Bayburt Ulu Camii(Camii Kebir) onüçüncü yüzyıl Selçuklu eserlerindendir.İç mekanda bulunan beş yazıtta, yapımı ile ilgili bilgi verilmektedir.Dikdörtgen biçimindeki ana mekan, mihrap yönüne dikey sekiz kalın payeyi bağlayan geniş kemerlerle üç nefe bölünmüştür.
Caminin minaresinin kaidesinin hemen üstündeki çiniler Selçuklu döneminin sanat değerlerinin önemini ve özelliklerini günümüze taşımakta ve anlatmaktadır.
Bayburt’ta onaltıncı yüzyılda yüksek bir bilim ve kültür merkezi olarak hizmet sunan “Musevi’ye Medresesi “ de Ulu Caminin yanına yapılmıştır.
Camii Selçuklu döneminin günümüz Bayburt’una bıraktığı çok ender eserlerden biridir.
Kutluğ Bey Camii
Merkez ilçeye bağlı, Bayburt-Köse yolu üzerinde ve il merkezine yaklaşık 30 km. mesafede bulunan Çayıryolu köyündedir. 14. yüzyılın ikinci yarısında Fahreddin Kutluğ Bey tarafından yaptırılmıştır. Kapı üzerindeki yazıttan 1550’de onarım gördüğü anlaşılmaktadır.
Yapı açık bir avludan geçilen toprak damlı, son cemaat yeri ve dört kalın ağaç direkle mihrap yönüne koşut üç nefe ayrılan ana mekandan oluşmaktadır. Yalın bir görünüşe karşılık, içte ahşap gerecin değişik biçimlerde değerlendirildiği gözlemlenmektedir.
Y. Hınzevrek Camii
Demirözü ilçe merkezinin hemen kuzeyinde bulunan Çatalçeşme köyündedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Akkoyunlular döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Son cemaat yeri eğimli bir çatıyla örtülü olan caminin minare kaidesi kesme taştan, silindirik gövdesi ise tuğladan yapılmıştır. Kare planlı ana mekanı örten kubbe yıkılmış,ü yerine dört ahşap ayağa oturan, ortası kırlangıç kubbeli bir ahşap örtü yapılmıştır. Nişleri mukarnas süslemeli olan mihrabın kemeri bitkisel ve geometrik motiflerle bezenmiştir.
Dede Korkut Türbesi
İlimizin güney doğusunda 39 Km. mesafede ki Masat köyünün hemen çıkışındadır. Yapılış şekli ve mimarı tarzı ile çok eskilere uzanan ve halk arasında Alî Baba diye geçen türbe Alî baba (Büyük Baba) anlamında kullanılan ve bütün Türk dünyasını yakından ilgilendiren, Dede Korkut’a ait olduğu söylenen türbedir. Türbenin üzerinde eski Türkçe 718 rakamı görülmektedir.
Yapılış şekli ve kullanılan malzeme bakımından adı geçen kişiye ait olabilecek karakterdedir. Anıt türbe Orhan Şaik Gökyay’ın 1986 Basımı Dede Korkut Hikayeleri Kitabında resimli olarak yer almaktadır. Dede Korkut asırlar boyu yüksek erdem , hoşgörü ve anlayışın kitlelere yayılmasında büyük rol oynamış bilge bir kişidir.
Şehit Osman Türbeleri
Bu türbelerin, Saltukoğulları komutanlarından Mengücük Gazi’nin erkek kardeşi Osman Gazi ve kız kardeşine ait olduğu bilinmektedir. Bayburt merkezinin batı yanını kapayan 1682 m. rakımlı tepe üzerinde yapılmışlardır. Türbelerin yanında bulunan mezar taşlarının 600-700 senelik oldukları sanılmaktadır.
Silindirik gövdeli ve konik külahlı olan 1 no’lu türbenin duvarlarında süs öğesi olarak küçük mazgal delikleri açılmıştır. Mihrabın yanlarında mukarnas süslemeli sütunçeler vardır. Giriş basamakları yıkıldığından, yüksekte kalan kapı mukarnas süslemeli niş içindedir. Yapı, mimarisi ve süsleme tekniği nedeniyle, 13. yüzyıla tarihlenmektedir.
Çeşitli onarımlar görmesinden dolayı 1 no’lu türbeden daha yeni görünüşlü olan 2 no’lu türbe yapısı itibariyle diğer türbelerden farklıdır. Kare planlı ana mekanı, tromplara oturan oval bir kubbeyle örtülü olan türbe, kesme taştan kalın bir yapıdır. Pencere bordürlerinde şamdanı andıran motifler vardır. Bu da yapının 13-14. yüzyıllar arasında inşa edildiğine işaret etmektedir.
Abdulvahab Gazi Türbesi
Merkez ilçeye bağlı ve Bayburt-Gümüşhane yolunun yaklaşık 35. kmsinde yeralan Erenli köyünün hemen altındadır. 7. yüzyılda yaşayan ve kahraman olarak tarih kitaplarına geçen, halk arasında saygın kişiliği olan Abdulvahab Gazi’ye aittir. Günümüzde ayakta olup, ziyarete açıktır.
Bey Böyrek (Bamsı Beyrek) Türbesi
Bayburt’un 2 km. doğusunda bulunan Erenli köyünün batısında, bir tepe üzerindeki yapı Dede Korkut Hikayelerinde geçen en önemli kişilerden biri olan Bey Böyrek’e aittir. Halk arasında ziyaret olarak da bilinen mezar ve sonradan ilave edilen dikdörtgen şeklindeki bir taş binadan oluşmaktadır.
Kutluğ Bey (Sünür) Türbesi
Merkez ilçeye bağlı, Bayburt-Köse yolu üzerinde ve il merkezine yaklaşık 30 km. mesafede yer alan Çayıryolu köyünde bulunan türbe Kutluğ Bey Camii’nin 30 m. doğusunda, mezarlığın içinde bulunmaktadır. Yazıtında, Tur Ali Bey oğlu Kutluğ Bey’in adı okunmaktadır. Kutluğ Bey’in 1389’da öldüğü düşünülerek türbenin 14. yüzyılın sonlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kesme taştan, sekiz köşeli olarak inşa edilen yapının kubbesi yıkılmıştır. Duvarlarda, içten kemerli nişlerle devinim sağlanmıştır.
Yarım daire biçimli mihrap, yuvarlak kemerlidir. Kubbenin çinilerle süslü olduğu camiyle türbe arasında revaklı medrese odalarının bulunduğu bilinmekle birlikte, bunlardan günümüze bir iz kalmamıştır. Türbenin büyük kısmı yıkılmış, sadece duvarları ayakta kalabilmiştir. Halk arasında Tur Ali Bey Türbesi olarak da bilinmektedir.
Yanbaksı (Güneşli) Kümbeti
Halk arasında “Yanbaksı Kümbeti”adı ile anılan bu yapı, il Merkezi ile Demirözü ilçesi arasında bulunmaktadır.Yapının tarihini aydınlatacak bir kitabesi yoktur.
Halk arasında bu kümbetin Otlukbeli savaşında şehit olan Seyyid Kasım adında bir kişiye ait olduğu söylenmektedir. Kümbetin Danişmentliler dönemine ait olabilecek karakter taşıdığı görülmektedir. Sekizgen bir taban üzerine oturmuş ve kesme sarı taşlardan inşa edilmiştir.
Meydan (Çarşı) Hamamı
Bayburt kent merkezinde bulunmaktadır. Kadı Mahmud Çelebi Vakfı olarak bilinmektedir. Merkez planlı, yıldız biçimli 6 eyvanlı sıcaklık bölümü dışında özgünlüğünü yitirmiştir. Hamam günümüzde de kullanılmaktadır.
Bent Hamamı
Çoruh Nehri kıyısında, Bayburt Kalesi’nin güneydoğu eteğinde bulunan hamam, 16. yüzyılda Akkoyunlu Hacı Ferahşad Bey tarafından yaptırılmıştır. Dış kısmı çeşitli kereler onarım gören yapının iç kısmı halen özgünlüğünü korumaktadır. Klasik dört eyvanlı hamam planı ile yapılmış olan hamamın soyunmalık bölümü dört sütuna oturan ortası aydınlık fenerli kubbeyle örtülüdür.
Ilıklık bölümü ise uzun bir beşik tonozdan oluşmaktadır. Halvet bölümündeyse, ortada bir kubbe, dört yönde sivri beşik tonozlu eyvanlar, köşelerde kubbeli halvet odaları yer almaktadır. Merkezi kubbeye pandantiflerle, köşe kubbelerine Türk üçgenleriyle geçiş sağlanmıştır. Yapı günümüzde de hamam olarak kullanılmaktadır.
Bayburt Kalesi
“Bayburt Kalesinin “ yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli kaynaklarda M.S.58lerde inşa edildiği, daha sonraları da değişik dönemlerde onarım gördüğü anlatılmaktadır.
Uzak doğuya giderken Bayburt’ a uğrayan ünlü İtalyan Gezgin Marko POLO (1254–1324) Bayburt Kalesinin çok sarp ve görkemli bir yapı olduğunu belirtmektedir. (S.Karakoyunlu B.Tarihi S.98)
Bayburt Kalesi yaklaşık 1671 m rakımda bulunması nedeni ile tarihi yaşamı içerisinde hiçbir dönemde stratejik önemini yitirmemiştir.
Kale altıgen üzerinde yapılmış ve iki kat surla çevrilmiştir. İç ve dış surlar arasında yaklaşık yüz metre mesafe bulunmaktadır. Kale burçlarının yüksekliği on iki metre, surların yüksekliği ise otuz metredir. Çoruh nehri ise kalenin en sarp ve ulaşılamayan bölümünü kucaklamaktadır. İki katlı kale burçlarının birinci katında görevli muhafızlar ve komutan yerleri ikinci katında ise düşman gözetleme yerleri bulunmaktadır.
Kale içerisindeki yapılar; koğuşlar, hapishane, ambar, su depoları(sarnıçlar) ,hamam olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca surlar üzerindeki mazgallar ve siperlikler birbirini takip etmektedir.
Kalenin ikinci surun doğuya bakan yüzünde sanat değeri yüksek mor, mavi, yeşil çini kalıntıları görülmektedir. Bu çiniler güneşin doğuşu esnasında yansıttıkları güneş ışınları ile adeta bir renk ve ışık cümbüşü oluşturduğu halk arasında söylene gelmiştir. Bu çinilerden dolayı kaleye Çinimaçin Kalesi de denilmektedir.
Kale; Urartular, Mahalli prenslikler, Bağratlar, Romalılar, Ermeniler, Bizanslılar, Müslüman Araplar, Trabzon Komnenonsları gibi uygarlıkların izlerini günümüze taşımış doğunun en önemli eserlerindendir. Kale de çeşitli dönemlerde tamirler yapılmıştır. Son olarak kalede en büyük onarımı Türkler gerçekleştirmişlerdir.
Kalede en tanınır durumdaki yapılardan olan kilise hakim bir noktada bulunmaktadır. Bu nedenle kale inanç turizmi yönünden de önem arz etmektedir.
Saat Kulesi
Saat Kulesi, Bayburt kent merkezinde valilik konağının yakınında olup, 1924 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda açılmıştır. Bayburt taşından, yine Bayburtlu ustalar tarafından yapılan saat kulesi, Çorum Saat Kulesi’nin bir benzeridir.
Kuleye takılan 4 adet saat ve makine aksamı Almanya’dan getirilmiştir. Kulenin zeminden yüksekliği 21 m. olup, şerefesine 41 basamaklı bir merdiven yoluyla çıkılmaktadır.
Kop Şehitleri Abidesi
Bayburt-Erzurum yolunun yaklaşık 40. km’sinde, karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. Kop Şehitleri Abidesi, 1916 yılında Kop Geçidi’nde ve Çoruh Havzası’nda düşmana direnen ve bu direnişte şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında Kop Dağı’nın zirvesine yapılmıştır. Abide yapımında, genelde kesme taş ve yer yer beton ile mermer kullanılmıştır.
Korgan Köprüsü
Bayburt-Gümüşhane yolunun yaklaşık 25. km’sinde ve Merkez ilçeye bağlı Akşar beldesinde bulunan yapı, iki gözlü ve sivri kemerlidir. Kesme taştan kemerler, korkuluk taşları ve kemer arası taşlar sağlam durumdadır. Klasik Osmanlı dönemi köprülerinden olup, günümüzde de kullanılmaktadır.
Akarsu Turizmi (Kano-Rafting)
Bir kolu Mescit Dağları’ndan, diğer bir kolu da Otlukbeli Dağları’ndan çıkarak iki kol halinde ilin sınırları içerisinde Dikmetaş köyü altında birleşen Çoruh Nehri, debi bakımdan ülkemizin en önemli akarsularından biri olup, bu özelliği nedeniyle su sporları açısından oldukça elverişlidir. Dikmetaş köyünden başlayarak Çoruh Nehri’nin il sınırlarını terk ettiği Aslandede köyüne kadar olan kısmında su sporlarından kano ve rafting yapılabilmektedir.
Sırakayalar Şelaleleri
Bayburt-Erzurum karayolunun 6 km. sinden ayrılarak 16 km. daha yol aldıktan sonra ulaşılan Sırakayalar Şelaleleri, İl merkezi Sırakayalar köyünün girişinde ve köy içinde olmak üzere iki tanedir.
Yaz aylarında çevreleri mesire yeri olarak kullanılan her iki şelalede suların akışının verdiği ses ve uğultu yanında oluşturduğu özel klima havası özellikle yaz aylarında güneşin sıcağından insanları adeta korumaktadır. Suyun gizemli akışı çevrede görülmeye değer ebem kuşağı ve bir çok doğal güzellikler oluşturmaktadır.
Çoruh Vilayet Orman İçi Dinlenme ve Mesire Alanı
Ülkemizin önemle ve Dünyada Kano_Rafting yapılabilen 4 nehrinden biri olan Çoruh Nehrinin Gez Köyü kıyısında Bayburt – Erzurum karayolunun 9.km.sinde dir.
Mesire alanı 333.000 m2 alan üzerine kurulmuştur. Alanda dörder kişilik 11 adet Bungalov evler, 2108 kişilik piknik ve mesire alanı, koşu ve spor parkur alanları, barfiks , sıçrama tahtası, tırmanma halatı gibi ahşap spor aletler, büfeler,yağmur barınakları, kamelyalar, pergoleler, banklar, beş adet çocuk oyun alanı ve 278 araçlık oto park yapımı planlanmış ve birçoğunun yapımına başlanmıştır.
Türk Dünyası Parkı
Şehrin Merkezinde Coruh Nehri kenarında 950 m2 üzerine inşa edilmiştir. Bayburt Taşı ile inşa edilen park ve bölümleri estetik görünümü ile şehirde Türk Dünyasının sembolü haline gelmiştir.
Gezginlerin oldukça dikkatini çeken park ülkemizde ilk ve tek olması nedeni ile şehre ayrı bir güzellik katmaktadır.
Kır Kahvesi
Şehit Osman Türbelerinin bulunduğu tepenin Güneyinde 5000 m2 lik bir alan içerisindedir.Kır Kahvesi çevresinde kamelyalı oturma gurupları, yapay şelale , oto park alanı bulunmaktadır.
Şehre hakim ve özel klima havası içerisindeki bu park mesire ve dinlenme için ideal bir mekandır.
Helva Köyü Buz Mağarası
Masat Vadisi’nin güneyinde Helva köyünde yer almaktadır. İl merkezine 33 km. mesafede bulunan mağaranın içinde buzdan oluşmuş sarkıt ve dikitler görülebilmektedir. Köy halkı tarafından değişik zamanlarda soğuk hava deposu olarak kullanılmış olan mağara, buz oluşumlarının değişik şekillerini yansıtması bakımdan dikkat çekicidir. Bu haliyle mağara kış turizmi yönünden potansiyel arz etmektedir.
Çımağıl Mağarası (Doğanın Yer Altı Sarayı)
İl merkezine yaklaşık 35 km. uzaklıktaki Aşağı Çımağıl köyünün Taşındibi Mahallesi’nde yer alan mağaraya Taşındibi Mahallesi’nden sonra yaya olarak yaklaşık bir saatlik bir yolculuk sonrasında ulaşılabilmektedir. Ancak 884 m. uzunluğundaki bölümü incelenebilen Çımağıl Mağarası 11 bölümden oluşmakta ve tavan yüksekliği yer yer 30 m’yi bulmaktadır.
Mağarada küçük su birikintileri, sarkıt dikitleri,org desenli duvarla, mağara incileri, mağara çiçekleri, traverten basamakları,fil kulakları, bulunmakta ve doğal yapısıyla gerçekten görülmeye değer manzaralar oluşturmaktadır.
Karayolu Ulaşım
Kara yoluyla çevre il ve ilçelerden Bayburt’a ve Bayburt’tan çevre il ve ilçelere düzenli karayolu ulaşımı olduğu gibi, büyük şehirlere de her gün karşılıklı otobüs seferleri vardır.
Havayolu Ulaşım
Erzurum Uluslararası Hava limanına 60 dak.,Trabzon Uluslararası Havalimanına120 dak. mesafededir.
Şehir İçi Ulaşım
Şehir içi ulaşım taksi, dolmuş ve belediye otobüsleri ile yapılmaktadır. Taksilerle ve dolmuşlarla yapılmaktadır.
En Çok İzlenenler